Bir internet sayfasında termodinamiğin üç yasasının şu şekilde sıralandığını görmüştüm.

1. Kazanamazsın.

2. Kaybedeceksin.

3. Kaçamazsın.

Bu derece bir indirgeme çoğunlukla sadece mizah için faydalı olur ama burada oldukça ilgi çekici bir tutarlılık görüyorum. Aslında yukardaki üç önerme hep faydalı enerji üzerinden düşünülürse hemen manalı olacaktır.

Kazanamassın diyen yasa enerjinin korunumu ilkesinin ısısal süreçlere uygulanmasıdır. Bu yasaların anlamına biraz daha nüfuz edebilmek için önce “kapalı sistem” adını verdiğimiz bir sistem düşünelim. Böyle bir sistem tamamen yalıtılmıştır: dış dünyayla arasında hiçbir alışveriş yoktur. Bu durumda sistem içindeki madde ve enerji korunur (görelilik kuramını ihmal edebiliriz çünkü sistemi oluşturan parçacıkların ışık hızından çok çok yavaş hareket ettikleri doğrudur -yine de bu hızlar, gündelik hayatımızda alışageldiğimiz hızlardan oldukça fazla olabilir ). Yani dış dünya diye bir şey aslında yoktur böyle bir sistem için, öyle de düşünebiliriz. Tabii ki gerçek dünyada tam olarak yalıtılmış bir sistem yoktur ama bu yaklaşıklık çoğun oldukça geçerli bir yaklaşıklıktır.

Enerjinin korunumu ilkesine çok yabancı sayılmayız; bir açıdan bakıldığında maddenin korunumu ilkesiyle kardeştir -görelilik kuramını dahilindeyse sadece enerjinin korunumu vardır çünkü madde ve enerji eşdeğerdir, neyse… Fakat ikinci yasa, yani entropinin artışı ilkesi yukarda çok iyi özetlenmiştir: Kaybedeceksin! Önce kısa bir giriş yapalım: Entropi bir sistemin halini tanımlayan sayılardan biridir, yani hesaplanabilir, ölçülebilir vesaire… İkinci yasa kapalı bir sistemde entropinin azalamayacağını söyler, sistem maksimum entropili hale varmaya yönelir. Dikkat ederseniz ilk yasa bir korunum yasası olduğundan bir süreçler sırasında sabit kalan bir büyüklükten bahseder ve mesela sürecin yönü hakkında bir tanım yapamaz. Eğer ikinci yasa olmasaydı ısının neden sıcak cisimden soğuk cisime doğru iletildiğini anlayamazdır. Zaten ikinci yasa bu gözlemin bir doğa yasası olarak kabulüdür.

Entropi aynı zamanda sistemin halinin düzensizliğinin de bir ölçütü olarak görülebilir. Bu oldukça popüler bakış açısı yanlış değildir ama doğa yasalarını olabildiğince kuru bir şekilde ifade etmek bence her zaman daha verimli bir pratiktir. O yüzden entropinin artışını faydalı enerjinin azalması olarak ifade etmek bence daha iyidir; en azından Georgescu-Roegen’in dediklerini ortaya açmak için.

Faydalı enerji kapalı bir sistemin enerjisinin iş yapabilen kısmıdır, entropi arttıkça bu azalır ve kapalı sistem maksimum entropili hale ulaştığındaysa artık iş yapamaz hale gelir: mesela bir makina çalıştırıp onunla bir yük kaldırılamaz. Kısacası kapalı bir sistemde nihayetinde ısısal süreçler duracaktır.

Bu kısmı kısa tutmak istiyorum, dediğim gibi elimden geldiğince uzatacağım bu yazı dizisini. Georgescu-Roegen entropinin artışı ilkesini ekonomik üretim tarzımıza entegre etmememizi eleştiriyordu. Petrol türevi yakıtların çok yoğun iş yapma kapasitesi olduğuna geçen yazıda değinmiştik, bir litre benzin kabaca 159 adam-saatlik işe denk enerji ihtiva eder. Biz şu anda inanılmaz bir potansiyeli sadece, gezmek, işe gitmek ve trafikte radyo dinlemek için kullanıyoruz. Georgescu-Roegen ise -mantığını tam olarak ifade edebilmek için tabii ki abartarak ve uç örnek verirsek- bütün bu enerjiyle en basit tarım araçlarından yapılması gerektiğini söylüyordu. Kısaca geri dönüşüme de değineyim: geri dönüştürülen maddedir ama onun tekrar işlenmesi için yine petrol türevi yakıtlar gerekir yani hiçbir şekilde bedava değildir geri dönüşüm.